03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik: BM önce bu anlamsız çağrılara son versin

Çelik açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "İsrail ve Filistin'e çağrı yaparak, 'anlamsız kan dökme, terör ve yıkıma derhal son verilmeli' diyor. BM önce bu anlamsız çağrılara son versin. Çocuk katilleri ile çocukları öldürülenlere eşit çağrı yapıyorlar. Bu siyasi ikiyüzlülüktür. Bu tarz açıklama İsrail’i daha çok zulüm yapması için teşvik etmekten başka birşey değildir."

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik: Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin ortak ve yüksek değeridir

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün milletin ortak ve yüksek değeri olduğunu söyledi. Çelik, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti: "İstanbul'umuzu ve ülkemizi tehdit eden düşmana karşı 'Geldikleri gibi giderler' diyen İstiklal Savaşı'mızın başkomutanı, devletimizin kurucusu, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk milletimizin ortak ve yüksek değeridir. Atatürk ve silah arkadaşlarının düşmana karşı verdiği soylu mücadeleyle ülkemiz ve milletimiz ile ezanımız, camilerimiz ve mescidlerimiz de düşman tehdidinden kurtulmuştur. Rahmet ve şükranla anıyoruz."

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik’ten açıklama: Türkiye terörle mücadelesini ve toplumsal huzuru bozmaya çalışan provokasyonlarla…

Saldırıya kınama AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten geldi. Çelik, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi: "İzmir’de HDP İl binasında gerçekleşen saldırıyı ve cinayeti lanetliyoruz. Türkiye, huzur ve güvenliğini bozmaya çalışan provokasyonlara asla fırsat vermeyecektir. Güvenlik güçlerimiz ve yargı teşkilatı hadiseyi tüm boyutlarıyla açığa çıkaracaktır. Türkiye terörle mücadelesini ve toplumsal huzuru bozmaya çalışan provokasyonlarla mücadelesini şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla sürdürecek, kamu düzeninin bozulmasına asla müsade etmeyecektir."

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Mustafa Akıncı'ya tepki

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Adana İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Mustafa Akıncı hiçbir zaman Kıbrıs Türkü'nün tezlerini savunmadı" Bir gazetecinin, Akıncı'nın, Erdoğan'ın 19 Temmuz'da KKTC'ye gerçekleştirdiği ziyarette yaptığı KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi binasıyla ilgili ifadelerine yönelik sözlerini hatırlaması üzerine Çelik, şöyle konuştu: "Bu açıklamayı yapan eski Cumhurbaşkanı Akıncı, görev yaptığı dönem içerisinde hiçbir zaman Kıbrıs Türkü'nün tezlerini savunan açıklamalarıyla gündem olmadı. Bakın görev yaptığı dönem içerisinde Akıncı'nın gündem olduğu konulara... Sürekli olarak Rum tezlerine yakın duran açıklamalarıyla her zaman gündem oldu. Hatta ben bir açıklamamda söylemiştim; Akıncı bir açıklama yaptığı zaman Kıbrıs Türk'ünden ve Türkiye'den tepki görüyor ama Güney Kıbrıs'taki ve Yunanistan'daki gazeteler, Akıncı'nın açıklamalarını her zaman memnuniyetle karşılıyor. Örneğin, tarihimize bile saldıran açıklamalar yaptı. Kendi söylediklerini savunmak için güya... Hatay'ın Türkiye'ye katılmasını bile eleştiren bir açıklama yapmıştı biliyorsunuz. Dolayısıyla her şeyi birbirine karıştıran bir yaklaşım içerisine girdi." "Cumhurbaşkanı'mız tavizsiz bir siyaset yürütüyor" Çelik, KKTC Cumhurbaşkanlığının son derece onurlu, saygın bir makam olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: "O makamın saygınlığı çerçevesinde Kıbrıs Türkü'nün haklarının, menfaatlerinin savunulması bakımından bütün KKTC Cumhurbaşkanları çok güçlü bir tavır ortaya koymuşlardır. Bir tek Sayın Akıncı, bütün bu çizginin dışına çıkarak, sürekli olarak itibarı Rum tezlerine yakın olmakta arayan bir yaklaşım içerisine girdi. Bakın bu açıklamasında da Cumhurbaşkanı'mızın yaptığı açıklamayı, bir lütuf gibi başkasının bir açıklaması gibi değerlendiriyor. Türkiye'yi başkası olarak gören bu zihniyet, Rum tezlerine ise son derece büyük bir yakınlık hissiyle her zaman yaklaşmıştır. Cumhurbaşkanı'mız siyasi hayatının her safhasında Kıbrıs Türkü'nün davasını ve KKTC'nin hak ve menfaatlerini savunmayı, kendi siyasetinin en temel öğelerinden biri haline getirdi. Bugün de KKTC'ye karşı yapılan çeşitli saldırılar karşısında, Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerinin gasbedilmeye çalışılması karşısında Cumhurbaşkanı'mız tavizsiz bir siyaset yürütüyor." "Türkiye, KKTC'ye desteğini sürdürecek" Türkiye'nin, KKTC'nin ve Kıbrıs Türkü'nün yanında güçlü bir duruş sergilediğinin altını çizen Çelik, "KKTC'nin eşit statüye sahip egemen bir devlet olarak ihtiyaçlarının giderilmesi, geleceğe daha güçlü bir şekilde yürümesi konusunda da Türkiye, şimdiye kadar olduğu gibi şu anda da desteğini sürdürüyor. Bundan sonra da desteğini sürdürecek. Cumhurbaşkanı'mızın orada yaptığı açıklamaları, bu şekilde değerlendirmek lazım" dedi. Çelik, Erdoğan'ın, KKTC'nin gücü ve tezleri için Kıbrıs Türkü'nün haklı davasına verdiği desteği anlatarak, şu değerlendirmede bulundu: "Bundan Kıbrıs Türkü'nü savunan hiç kimse rahatsız olmaz. Bakın kim rahatsız olmuştur? Eski Cumhurbaşkanı Akıncı rahatsız olmuş. Rumlar rahatsız olmuş. Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin tezlerini savunanlar rahatsız olmuştur. Dolayısıyla Sayın Akıncı'nın kendi dönemi içerisinde KKTC'nin hak ve menfaatlerini koruma konusunda son derece yanlış bir yerde durduğunu, KKTC'nin itibarını savunma konusunda büyük zaaflar içerisinde olduğunu her zaman müşahede ettik. Dolayısıyla Sayın Akıncı, Kıbrıs Türkü'nün davasına en güçlü desteği veren Sayın Cumhurbaşkanı'mıza saldırmayı, Türkiye'yi sürekli olarak karşısına almayı bir siyaset tarzı olarak tamamen benimsemiş gözüküyor. Yapması gereken, Kıbrıs Türkü'nün dostu olanlarla, Kıbrıs Türkü'ne destek verenlerle beraber yürümek, Kıbrıs Türkü'nün karşısındaki Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan'la yürüyenlere karşı olmaktı ama görüldüğü gibi bir kere daha Kıbrıs Türkü'nü değil, Rum tezlerine destek verenleri sevindirecek bir açıklama yapmıştır. Dolayısıyla yaptığı açıklamada kendisi açısından değerlendirmesi gereken şey şudur; itibar kavramı üzerine bir değerlendirme yapmış. KKTC Cumhurbaşkanlığı makamında bulunmuş birisi olarak bütün görev dönemi boyunca itibarı Rum tezlerine yakın durmakta aramasını kendisini iyi bir şekilde sorgulaması, değerlendirmesi lazım. Her zaman için yaptığı açıklamalar Rum tezlerinin yanında durmak, Kıbrıs Türkü'nün tezlerine karşı durmak şeklinde maalesef ortaya çıkmıştır." "Herhangi bir çözüm önermedikleri gibi sadece karşı çıkmakla yetiniyorlar" Çelik, Gazimağusa'da bulunan Maraş bölgesinin tekrar açılmasıyla ilgili karara gösterilen tepkileri takip ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve İsrail'den gelen tepkileri okudum, takip ediyorum. Burada şu sorunun sorulması gerekiyor, 'Bu tepkiyi gösterenler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin gasbedilen hak ve menfaatleri karşısında niçin seslerini çıkarmıyorlar?' Bürgenstock zirvesi ve Crans Montana zirvesinden beri verilen sözler var. Örneğin Bürgenstock zirvesinden sonra Türkiye ve Kıbrıs Türkü 'Evet' derse, diğer taraf 'Hayır' derse KKTC üzerindeki ambargolar kalkacaktı. Bu açık ve net bir şekilde verilen sözdü ama ne oldu, Bürgenstock zirvesi sonrasındaki referandumda Kıbrıs Türkü 'Evet' dedi, Türkiye de bu kampanyayı destekledi. Rumlar 'Hayır' dediği halde, Yunanistan da bu 'Hayır' kampanyasını desteklediği halde, gittiler, 'sınır sorunu olan bir ülke Avrupa Birliğine alınmaz' prensibini çiğneyerek Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ni Avrupa Birliğine aldılar. Dolayısıyla burada mağdur olan, hakları gasbedilmeye çalışılan taraf Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir. Sürekli olarak masaya oturuyoruz. Masaya oturduğumuzda Rumlar aynı maksimalist tezleri getirip, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni eşit statüde bir toplum, devlet olarak tanımadan tamamen uzak, Güney Kıbrıs'ın tamamen bir parçası haline getirmeye çalışıyorlar. Bütün bu tabloya baktığınız zaman o çözüm modelinin tamamen tıkandığı ve işlevsiz hale geldiği görünüyor. "Bu sürdürülebilir bir tutum değil" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın artık iki devletli çözüm modelinin tartışılması gerektiğini ve diğer çözüm modellerinin hiçbir işlevinin olmadığını belirttiğini anımsatan Çelik, şunları kaydetti: "Bunun karşısında tez söyleyenler ise herhangi bir çözüm önermedikleri gibi sadece karşı çıkmakla yetiniyorlar. Bu sürdürülebilir bir tutum değil. Dolayısıyla burada Türkiye'nin ve şu anda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamının savunduğu bir tez çerçevesinde Maraş'la ilgili tasarruflarda bulunuluyor. Bunun karşısında yapılan açıklamaları, Kıbrıs'ın sahibi olarak Rum kesimini tanımak, Türk kesiminin hak ve menfaatlerini görmezden gelmek anlamına geldiğini değerlendiriyoruz. Bu açıklamaları yapan herkesin eşit iki devlete ve topluma dayanan hakkaniyetli bir yaklaşım içerisinde olmasını, bu açıklamaları bu çerçevede gözden geçirmesini bekleriz. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'mızın dünkü Kıbrıs ziyaretinde yaptığı açıklamalarda görüldüğü gibi, egemen bir devlet olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerinin tanınması konusunda elinden gelen güçle destek vermeye devam edecek."

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik: "Yüzde 7 seçim barajı netleşmiştir. Cumhur İttifakı'nın yaklaşımı budur."

İşte Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar... Kurucu Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve tüm silah arkadaşlarını rahmetle ve şükranla anıyoruz. Pek çok gündemimiz var. Gençlik ve kadın kollarımızın çalışmalarına ağırlık veriyoruz. Acı kayıplarımız var. Ferhan Şensoy'u kaybettik, rahmet diliyoruz. Yine çok kıymetli ses sanatçımız İnci Çayırlı'nın vefat ettiğini öğrendik. Çok ciddi felaketlerle karşı karşıya kaldık. Sahadaki tüm arkadaşlarımıza bir kere daha teşekkürlerimizi iletiyoruz. Son olarak 2021 Avrupa Voleybol Şampiyonası'nda Filenin Sultanları yarı finale yükseldi, hepsini tebrik ediyoruz. "TÜRKİYE'NİN BİR GÖÇMEN DAHA ALACAK DURUMU YOKTUR" Kuşkusuz Türkiye tüm dünyanın gözü önünde insanların katledilmesine göz yumacak bir ülke değildir. Bunun yanı sıra tüm dünyanın şunu bilmesi gerekiyor; dünyanın gözü önünde mültecilere sahip çıkma görevini tek başına Türkiye üstleniyor. Bundan sonra Türkiye'nin bir göçmen daha alacak durumu yoktur. Biz bunu çok çeşitli defalar muhataplarımıza ifade etmişizdir.  Hemen geri göndermenin ne manaya geldiğini geçen MYK'da anlatmıştım. Dolayısıyla herkesin biraz geçmişine bakıp biraz dikkatli konuşmasında fayda vardır. Türkiye kimseyi ölüme terk edecek bir ülke değildir. Bunu herkesin bilmesi lazım. Biz orada güvenli bölgelere zaten gönderiyoruz. Türkiye en geniş kapsamlı iade merkezlerine sahip ülkelerin başında geliyor. Dönmek isteyenlere bu kolaylıkları da sağlıyoruz. Buradaki meseleye kapsamlı bir yaklaşımla bakmak gerekir. İşin hem insani, hem siyasi boyutunu düşünerek, Türkiye'nin nüfus güvenliği önceliklidir.  "HAYATLARININ EN BÜYÜK HATALARINI YAPARLAR" Özellikle Afganistan üzerinden oluşacak mülteci krizi nedeniyle bu uyarıları yapıyoruz. Geçmişte nasıl Suriye'de mesela 'Herkes elini taşın altına koysun' önerisinde bulunmuştuk. Ama buna yanaşmayanlar, o insanlar ölümle karşı karşıya kalınca göç dalgasının ortaya çıktığını gördü. Afganistan'daki kaos devam ederse göç dalgası büyüyecektir, gelişmiş ülkelerin sınır ülkeleri sorumluluk alır diyorsa hayatlarının en büyük hatalarını yaparlar. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN BALKANLAR ZİYARETLERİ Partimiz açısından Balkan ülkeleri çok önemlidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Bosna Hersek ve Karadağ ziyareti çok önemli olmuştur. Balkanların barış ve istikrarı bizim için çok önemlidir. Hem bölge barışı için, hem dünya barışı için... Yine bakıyoruz Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyareti sonrası bazı Avrupa ülkeleri basınları 'Balkanları Avrupa'ya bırakmamalıyız' gibi yorumlar yapıyorlar. Türkiye'nin gelişen savunma ihtiyaçları açısından altyapının güçlendirilmesine her zaman önem veriliyor. TSK'nın altyapısının daha da kuvvetlendirilmesi açısından son derece önemli olacaktır. Dünyada savunma sanayindeki yarış çok büyük boyutlarda. Yeni gelişen teknolojilerin savunma teknolojilerine nasıl uygulanacağı her zaman bir mesele olmuştur. Geçen hafta Cumhurbaşkanımızın katıldığı Akıncı TİHA teslimat töreni son derece önemlidir. Sık sık ABD basınında, İngiliz basınında, Rusya'da, bir takım stratejik analizlerinde Türkiye'nin İHA, SİHA, TİHA'larıyla oyun değiştirici kabiliyete kavuştuğu yazılıyor. Bu son derece önemlidir. Bayraktar ailesinin bu teknolojileri ülkemize kazandırmak adına ortaya koyduğu performans takdire şayandır. Orman yangınlarıyla ilgili olarak da bunların ne kadar önemli olduğunu gördük. En sıcak dış politika konusu Afganistan konusudur. Çok yakından takip ediyoruz. 7 seferde 1409 vatandaşımız tahliye edilmiştir. 16 Ağustos'tan itibaren tahliyeleri gerçekleştiren herkese teşekkürlerimizi iletiyoruz. Kahraman silahlı kuvvetlerimizi bir kez daha tebrik ediyoruz. Her gün iç savaşın yaşandığı bir ortamda başarıyla, mazlumların teveccühünü kazanarak gerçekleştirmiştir. Tabii ki değişik seçenekler değerlendiriliyor. Diplomatik çabalar değerlendirildikten sonra kahraman Mehmetçik Afganistan'dan ayrılmıştır. Geçiş dönemini yakından takip ediyoruz. Taliban yakın zamanda bir hükümet açıklayacağını söyledi. Fiili güç olan Taliban'la da temaslarımızı sürdürüyoruz. Kadın hakları konusunda, temel hak ve hürriyetler konusunda tüm kaygıların ortadan kalkmasını arzu ederiz. Bizim basınımızda da tartışılıyor, dışarıda da tartışılıyor. Taliban tarafından Türkiye'nin işletip işletmeyeceği konusunda bir teklifle bulunuldu. Bu tabi inceleniyor. Bu değerlendirme yapılacaktır.  Adli yıl başladı, çok önemli, bütün hukukçulara iyi bir adli yıl diliyoruz. Cumhurbaşkanımız açıkladı; bu dönemde de yeni reformların hazırlığı yürütülüyor. Yeni Yargıtay binasının da hayırlı olmasını diliyoruz. SORU-CEVAP Sosyal medya düzenlemesinde gelinen aşama nedir? Bu konu sürekli olarak bizim gündemimize gelen bir konudur. Hem yalan haberlerin çok kolay yayıldığı bir zemin burası. Burayla ilgili olarak bir düzenleme ihtiyacı söz konusudur. Bununla ilgili olarak bir iki toplantı yapıldı ama bu toplantılarda henüz sonuca varılmıştır diyemeyiz. En önemli konu, vatandaşımızı ve demokrasimizi yalan habere karşı korunaklı hale getirmek. Bir de şunu unutmamak gerekir, hem yabancı devletlerin, terör örgütlerinin sosyal medyayı çok yoğun bir şekilde kullandığını görüyoruz. Aşırılıkçı gruplar kullanabiliyor. Burada terör örgütleri bunu çok yoğun bir şekilde kullanabiliyorlar. En önemlisi internet medyasının ihtiyaç duyduğu düzenlemeyi hazırlamak. Bütün bu perspektifler değerlendirilerek, henüz bir tartışma aşamasında, bu bir ihtiyaçtır. Sosyal medyaların çoğu devletleri aşan güce ulaşmıştır. Bazı siyasilerin mesajlarını öne çekebiliyorlar.  SORU-CEVAP Sosyal medya düzenlemesinde gelinen aşama nedir? Bu konu sürekli olarak bizim gündemimize gelen bir konudur. Hem yalan haberlerin çok kolay yayıldığı bir zemin burası. Burayla ilgili olarak bir düzenleme ihtiyacı söz konusudur. Bununla ilgili olarak bir iki toplantı yapıldı ama bu toplantılarda henüz sonuca varılmıştır diyemeyiz. En önemli konu, vatandaşımızı ve demokrasimizi yalan habere karşı korunaklı hale getirmek. Bir de şunu unutmamak gerekir, hem yabancı devletlerin, terör örgütlerinin sosyal medyayı çok yoğun bir şekilde kullandığını görüyoruz. Aşırılıkçı gruplar kullanabiliyor. Burada terör örgütleri bunu çok yoğun bir şekilde kullanabiliyorlar. En önemlisi internet medyasının ihtiyaç duyduğu düzenlemeyi hazırlamak. Bütün bu perspektifler değerlendirilerek, henüz bir tartışma aşamasında, bu bir ihtiyaçtır. Sosyal medyaların çoğu devletleri aşan güce ulaşmıştır. Bazı siyasilerin mesajlarını öne çekebiliyorlar. Bu çağın önemli sorunlarından bir tanesi...  Seçim barajında yüzde 7 mesajları verildi... Dar veya daraltılmış bölge olacak mı? Cumhur İttifakı'nın yaklaşımı budur. Benimsediğiniz ve benimsemediğiniz bir sürü başlığı tartışırsınız, bu doğasında vardır. Dar veya daraltılmış bölgeyle ilgili verilmiş bir karar yoktur, birer taslak çalışması olarak görmek lazım. Çalışma olgunlaşana kadar, bütün maddelere mutabakata varılana kadar böyle bir çalışma olduğunu ifade etmiyoruz. Tanju Özcan'ın bir kadına yönelik açıklaması oldu, çok tepki geldi. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu tabi insanlık dışı bir yaklaşım. Bir kişi bir konuda faşistçe açıklama yapıyorsa, arkasından hemen ahlaksızca açıklama yapar. Daha da vahimi şu; bir kadınla ilgili olarak böyle bir değerlendirmede bulunmak insanlık dışı bir şey. Kılık kıyafetini de ayrıca vurguluyor. Bu iğrençliğe başka bir iğrençlik katıyor. Meseleyi hikaye etmeye çalışıyor. Daha da üzücü olan şu; İnsanda biraz edep olur, bu kadar tepki geldi. çıkarsınız bir özür dilersiniz. Bunu yaparken bile şerh koşuyor. Sonuna kadar kınıyoruz ve lanetliyoruz. ABD'li Senatör'ün Kıbrıs'ta yaptığı açıklama...

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Güney Kıbrıs'ta ders kitabından Atatürk sayfasının yırtılmasına tepki

Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Atatürk'e ve Atatürk nezdinde Türk milletine yapılan bu saygısızlığı kınıyoruz. Bu düşmanca tutum, Atatürk'ün temsil ettiği "yurtta sulh, cihanda sulh" yaklaşımına karşı çağdışı bir yaklaşımdır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yetkililerinin bu barbarca yaklaşımı Kıbrıs Türkleri ile birlikte yaşama iradesi noktasındaki tahammülsüz yaklaşımlarının da açık göstergesidir. Savaşta yenik düşen Yunanistan lideri Venizelos'un 1934'te savaşın galibi Mustafa Kemal Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne aday göstermesi tarihi bir gerçektir. Yunan ve Rum liderlere bu tarihi mirası hatırlatıyor ve yüzleşmeye davet ediyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saygısızlık yapanlar karşılarında her zaman Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk milletini bulacaktır. Mazlum milletlerin ilham kaynağı olan Atatürk’ü kimse ders kitaplarını yırtarak tarihten silemez. "Güney Kıbrıs yetkililerinin bir ders kitabından Mustafa Kemal Atatürk'ün anlatıldığı sayfanın yırtılması yönündeki talimat tepkilerin hedefinde yer aldı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de konuyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu ve Güney Kıbrıs'ı kınadı. Çelik sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yetkililerinin bir ders kitabından Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün anlatıldığı sayfanın yırtılması talimatını vermesi, Rum kesimi yöneticilerinin Atatürk'ün temsil ettiği değerlerimize düşmanlığının ifadesidir.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik: Bu yıl 130 terör eylemi engellendi

Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti üçüncü yılına girdi. Hakkari, Şırnak, İzmir ve Muş'ta da aileler vicdan nöbetini tutmaya devam ediyor. Diğer illerdeki anneler de gündemimizdedir. Terörle mücadele operasyonları güçlü bir şekilde devam ediyor. Eren operasyonları 15 bölgede sürüyor. TSK'nın Irak'ın kuzeyinde başlattığı Pençe operasyonları da devam ediyor. İnsanlık düşmanı yapı olan terör karşı yapılan mücadele sorumluluğumuzdur. Durmaksızın operasyonlar devam ediyor. Engellenen 130 eylem karşısında kararlı mücadele veren güvenlik güçlerimize teşekkür ediyoruz. Terör örgütünün üst düzey yöneticilerine yönelik operasyonlar da devam ediyor. Okul öncesi eğitim çocukları eğitime hazırlamak için kritik bir rol oynuyor. Son 18 yılda okul öncesi eğitime erişen öğrenci sayısı 4 kat artmıştır. 4+4+4 sistemiyle 12 yıllık kesintisiz eğitime geçmemiz, okullaşma oranını 87.93'e ulaştırdı. MEB'in bütçesi sürekli olarak artırılmıştır. Eğitime ayrılan bütçe 17, yatırıma ayrılan bütçe 5 katına çıkarılmıştır. Öznemiz öğretmenlerimizdir. 2002'den bu yana öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 27'den 17'ye düşürülmüştür. MISIR İLE İLİŞKİLERDE NORMALLEŞME Mısır ile ilişkilerde normalleşme süreci yaşanıyor. Bundan memnuniyet duyuyoruz. Haftalık 21 seferle THY, Afrika'da en çok seferi Kahire'ye düzenliyor. İkili ilişkilerin yanında konuşmamız gereken başka meseleler de var. Irak, Filistin, Libya gibi sorunlarda daha ortaklaşa ilerlenmesinden memnuniyet duyuyoruz. TALİBAN'IN AFGANİSTAN'DA YÖNETİMİ ELE GEÇİRMESİ Taliban ile Ahmed Mesud güçleri arasında Pençşir'de çatışmalar çıkmıştı. Taliban'ın o bölgede de kontrolü ele geçirmesiyle çatışmalar sonra erdi. Kahraman silahlı kuvvetlerimiz 20 yıllık görevini şanla şerefle sürdürüp yurda dönmüş oldu. Büyükelçiliğimizi kapatmadık. Arkadaşlarımız Afganistan'ın dünyayla bağlantısını sağlıyor. Kapsayıcı bir hükümetin ortaya çıkmasını diliyoruz. 33 kişilik hükümetin geçici olduğu ifade ediliyor. Bu hükümet yeterince kapsayıcı olmadı. Takiplerimizi sürdüreceğiz. Dini, etkin ve yerel güçlerin mecliste söz sahibi olmasını umuyoruz. Kadın hakları konusunu takip ediyoruz. Afganistan kendi kaderine terk edilmemeli. Türkiye ne zaman hassas bir süreç yürütüyor olsa buna saldırmak, bozmak için hemen harekete geçenler var. FRANSIZ LAFARGE FİRMASININ DEAŞ'A DESTEĞİ PKK'nın Suriye kolu olan YPG'ye verilen destek konusunda eleştirilerimizi dile getirdik. Afganistan'da kazanan terör oldu. Suriye yeni bir Afganistan olmasın diye sürekli uyarıyoruz. Yeni bir şey çıktı Fransız firma, DEAŞ'ı Fransa Gizli Servisinin bilgisi dahilinde desteklemiş. Bu insanlığa karşı işlenen suçlara bir örnektir. Fransız yargısı da Lafarge firmasının yargılanması için karar aldı. Yargıtayın aldığı karar, terörün finansmanı olduğunu onaylayan bir karardır. Türkiye'nin operasyonları sırasında en çok sesi çıkanlardan biri Fransa'ydı. Görüyoruz ki onlarla bağlantılı kurumlar ortaya çıkıyor. Türkiye hakkında söyledikleri yalanların da başka bir ifadesi bu. Meğerse kendi yaptıklarını Türkiye'ye iftira atıyormuş. ÖMER ÇELİK "TÜRKİYE CUMHURİYETİ" DEMEDİ İDDİALARI Türkiye Cumhurbaşkanı ifadesinin kullanılmasına ilişkin tartışma daha önce de yapılmıştı. Gündeme getiren milletvekili bilgisizlik yüzünden dile getiriyor. Türkiye Cumhurbaşkanı demek Türkiye Cumhuriyeti'nin başı demektir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ifadesinin TDK'ya göre tekrar olduğu ifade ediliyor. Bu yaklaşımla eleştirmek tamamen bilgisizliktir. YSK, daha önce verdiği bir kararda da bu ifadeyi kullanıyor. "Cumhuriyet ifade edilmiyor" diyerek eski bir CHP alışkanlığı olarak rejim tartışması çıkarmak son derece yanlış. Boş bir tartışma. FOX TV MUHABİRİNİN BASIN TOPLANTISINA ALINMAMASI Bazılarının takıntılı şekilde ağır ifadeleri olsa da kişiselleştirmemeye çalışıyoruz. Hepiniz buraya gelip katılıyorsunuz. Söz konusu muhabir, 3-4 ayda buraya gelen bir kişidir. Şimdiye kadar hiçbir şekilde engellenmesi söz konusu olmamıştır. Bunu kendisi de ifade ediyor. Bu arkadaşımız uyarıldığında sürekli olarak burada sıkıntı çıkmıştır. FOX yönetimine de bu iletilmiştir. Diğer muhabirlerle hiçbir problem olmamıştır. Bu şahsi bir problemdir. Bu kurumların kuralları var. Buradaki kurallara uyulmasını da isteriz. Bazı siyasetçilerin dediği gibi basın özgürlüğüne engel bir şey de yok. Bunu getirip daha sonra ana haber bülteninde bir şahıs, kurumsal yapılarına yönelik bir tavır gibi sunuyor. AK Parti'ye karşı yeminli bir muhalefet üretebilirler. Bununla da bir sorunumuz yok. Ama kamuoyuna doğru bilgi vereceksiniz. Selçuk Tepeli adlı şahıs, bunu bir kurumsal mesele haline getiriyor. Madem böyle yapmak istiyorlar böyle de yapabilirler. Kullandığı ifadeler ve imalar kişiselleştirilen şeyler. Bunun gazetecilikle ne alakası var? Bu şahıslar en çok bağımsız gazetecilik karşısında en çok bizi överken, kanal değiştirince fikirleri de değişti. Sözcü'den Deniz Zeyrek de çıktı bir yazı yazdı. Ortak bir dostumuz varmış da kendisine bir şey söylemişim de "Ben de bunu diyorum" gibi bir tavra girdi. Benim Kültür ve Turizm Bakanlığım sırasında Devlet Opera ve Balesi ile ilgili yalan bir haber yapıldı. Kendilerine ulaşıp anlattık. Başka bir kanalla yapılan şeyi, tamamen kişiselleştiriyorlar. Bahsedilen şahsın tahammül ettiğimiz davranışlarına tahammül edeceklerini sanmıyorum. FOX ile bir derdimiz yok. Biz hangi sorudan çekinmişiz, çekinecekmişiz? Biz belli sınırlar içinde duruyorsak zannetmesinler ki zaaftır. ESKİ VEKİL RESUL TOSUN'UN "LAİKLİĞİN İSTİSMAR EDİLDİĞİ" KONUSUNDAKİ AÇIKLAMALARI Resul Tosun ve Engin Özkoç'un da açıklamalarına katılmıyoruz. Laiklik prensibinin anayasada korunması gerektiğini düşünüyoruz. Herhangi bir teklifimiz olmaz, olsa da sıcak bakmayız. Türkiye büyük bir süreçten geçerek olgunlaşmıştır. Laiklik toplumsal barışı sağlayan bir mekanizmadır. Cumhuriyetin ideali kız çocuklarının okutulmasıdır. Kılık kıyafetleri yüzünden okullarından uzaklaştırılan kız çocukları, laikliğin değil laikçilerin işidir. Cumhuriyet tarihinde yaşanan pek çok olay, en önemlisi 28 Şubat'tır. Laikliği istismar eden laikçiler bunu istismar ediyorlar.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik: Laiklik bir toplumsal barış ilkesi olarak yerini koruyacak

Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle: İnsanlık düşmanı olan teröre geçit vermeyeceğiz. Sık sık hiçbir veriye dayanmadan, son zamanlarda AK Parti döneminde fabrikalar kurulmadı siyaseti devreye sokulmuş durumda. Pandemi süresinde de çalışmalarımız sürüyor. Fabrika açılışlarımız sürüyor.  Türkiye'de OSB'si olmayan şehir kalmamıştır. Pandemiye rağmen OSB'lerdeki elektrik kullanımının artışı, buradaki çalışmanın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Türkiye'nin her yanındaki yatırımları parti olarak takip ediyoruz. Türkiye'nin dev bir yatırım üssü haline geldiği dünyanın her yanında gözlenen bir durumdur. Organize sanayi bölgelerinin sayısı 325 oldu. YEŞİL KALKINMA VİZYONU Çevre konularında yaklaşımlarımızı paylaşıyoruz. İnsanlığın geldiği noktada, herhangi bir denge gözetilmediğinde, gezegeni yok edecek, dünyamızı yok edecek bir tehlike yaratıyor. Cumhurbaşkanımız BM'de yaptığı açıklamalarla Yeşil Kalkınma Programını ortaya koydu. Ağaçlandırma çalışmalarımız, sıfır atık projemiz gibi birçok çalışma bizzat sayın Cumhurbaşkanımız tafafından izleniyor. Yeşil kankınma devrimi diye ifade edilen süreci çok güçlü bir şekilde takip ediyoruz. Bu konuda partiler üstü bir sahiplenme gerekiyor. Ulaştırmada deniz ve demir yolunun payının artırılması önemlidir. Sıfır enerjili bina yaygınlaştırılması, geri dönüşümün güçlendirilmesi, ormanların korunması teşvik ve takip edilecektir. İklim değişikliği insan hayatını tehdit eden bir olgu olduğu gibi gezegenimizi de tehdit ediyor. Meteorolojik hadiselere karşı erken uyarı sistemleri kurulması tedbirlerin başında geliyor. "SURİYE'DE KALICI BARIŞ OLMALI" Suriye'deki hadiseleri yakından takip ediyoruz. İdlib'de kalıcı kılınmasını arzu ettiğimiz barışa son derece önem veriyoruz. İdlib'de çıkacak bir gerginlik yeni göç dalgaları  ve insani trajedi ortaya çıkacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Soçi'de Sayın Putin ile yaptığı görüşme önemlidir. Fırat'ın doğusundaki terör hareketleri de gündem maddeleri içindedir. İstikararın korunması her zaman gündemimizde. İdlib'de ateşkes ihlallerini de yakından takip ediyoruz.  FRANSA'DA BAYRAK PROVOKASYONU Dünyanın çeşitli yerlerindeki islamofobi ve nefret suçları partimizin gündemindedir. Son olarak Galatasaray, Marsilya maçında, Fransa'da bir milletvekili bir iddiada bulundu. Oysaki görüntüler ortadadır. Marsilya tribündeki bir grubun nefret suçu işleyen pankatlar açtığı ve sloganlar attığı çok net görülmüştür. Bunun karşılığında vatandaşlarımız bu tutuma dozunda cevap vermişlerdir ve olgun bir tutum sergilemişlerdir.. Burada nefret suçu işleyen başka bir grupken Galatasaray taraftarları suçlanmıştır. Fransa İçişleri Bakanı ayrılıkçı ile mücadele ettiğini söylüyor, fakat kendi bu ifadeleri kullanıyor. Kaç cami kapattığını başarı gibi anlatıyor.  Dünyada bir demokrasi tek başına nefes alamıyor. Demokratik dayanışmanın güçlü olması için, demokratik yaklaşımların güçlü olması gerekiyor. Bunun bir içişleri bakanından gelmesi üzücü. Umarız bundan daha sonra daha dikkatli açıklamalar yaparlar. Ülkemizle ilgili bir iftira olduğunda bunları yakından takip ediyoruz. FRANSA - CEZAYİR GERGİNLİĞİ Macron tarafından Osmanlı ve ülkemize yönelik açıklamaları değerlendirmek gerekiyor. Macron Cezayir açıklaması yaparken Osmanlı'ya atıf yaparak, Türkiye'yi suçluyor. Bir ülke ile ilgili bir açıklama yapacaksanız, Türkiye'yi, Sayın Cumhurbaşkanımızı neden karıştırıyorsunuz? Yapılan açıklama sayıdan uzak ve yanlış bir açıklama. Fransa kendi sömürgeci mirası ile yüzleşmeli. AKDENİZ'DE RUM GEMİSİNE MÜDAHALE Ege'yi kendi gölü zanneden bir siyasetin varacağı hiçbir yer yoktur. Mavi vatan bizim kırmızı çizgimizdir. Mavi vatan ana vatanın ayırlmaz bir parçasıdır. Mavi vatandaki hakkımızı koruman için her türlü bedeli öderiz, her şeyi yaparız. Burada tartışılması gereken Yunanistan'ın silahlız olması gereken adaları silahlandırmasıdır. Türkiye her zaman komşunuz olarak hep yanınızda oldu, dünyada ilk yardımınıza koşacak ülke Türkiye.  Yunanistan'ın aklı selim hareket etmesinde çok büyük bir fayda vardır. Mavi vatanın tartışılacak bir yanı yoktur. Kararlılığımız anlaşılmalı. YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI Herkes yeni anayasa ile ilgili görüş söyleyebilir. AK Parti olarak, herhangi bir şekilde, laiklik prensibinin vazgeçilmez olduğunu ifade etmiştim. AK Parti laik devlet düzenini savunmaktadır. Laiklik toplumsal barış ilkesi olarak yerini koruyacaktır. Vatandaşlarımız üzerinde bir mengene oluşturan, vatandaşların eğitimden faydalanmasını engelleyen bir laiklik anlayışı vardı. Bu laiklik ilkesi ile bağdaşmıyordu. Türkiye'ye çok karanlık günler yaşatmış bir uygulamaydı. SORU - CEVAP ABD'DE ÜLKÜ OCAKLARI GÜNDEMİ Ülkü ocakları adı altında vatandaşlarımızın hedef gösterildiği bir uygulama görüyoruz. Bunların arkasında FETÖ terör örgütünün girişimleri olduğunu değerlendiriyoruz. Bu tip açıklamaları esefla karşılıyoruz

1 2 3 4 5 6 7 8